6 Kasım 2015 Cuma

Sinan Akyüz - İncir Kuşları



Merhaba :)

Yine bir değişiklik yaparak her zamanki gerilim/polisiye tarzından aşk/dram içeriğine yöneldim.  Bu konudaki şanslı kitabımız da ablamın tavsiyesi üzerine "İncir Kuşları" oldu. 

"Aynı ırktan geliyorlardı. Aynı dili konuşuyorlardı. Bir tek dinleri farklıydı. Biri Müslüman Boşnak genci, diğeri ise Hıristiyan Sırp'tı. İkisi de konservatuardaki aynı Boşnak kızına âşık olmuşlardı. Ve bir gün bu iki genç, güzeller güzeli Suada'ya aşklarını ilan ettiler. Ancak gençlerden biri aşkına karşılık bulmuş, diğeri ise "Kalbimde iki kişiye yer yok" cevabını almıştı. Takvim yaprakları 6 Nisan 1992'yi gösterirken bir bomba düştü beyaz zambakların açtığı yüreklere… Suada patlak veren savaşın estirdiği rüzgârda âdeta savrulan bir yaprak gibiydi. Savruldu, savruldu, savruldu... Sonra da kader onu bir zamanlar 'hayır' dediği genç adamın eline esir düşürdü. Genç adam, o gün ela gözlü çöl ahusuna bakmış "Kader bizi ne inanılmaz bir şekilde birleştirdi, görüyor musun Suada?" demişti. Modern zamanlarda Avrupa'da yaşanmış bir soykırımda, kadere inananların romanıdır İncir Kuşları... Bu kitap tamamen gerçeklere dayanmaktadır..."

Suada güzelliği ve yeteneğiyle dikkat çeken bir konservatuar öğrencisidir. Bir gün ders aldığı profesörün oğlu Tarık ile karşılaşır ve birbirlerine ilk görüşte aşık olurlar. Fakat Suada'yı seven ve aşkına karşılık bekleyen biri daha vardır: Vukadin. Suada Vukadin'i reddeder ve Vukadin bunun üzerine okuldan ayrılır. Bir süre sonra savaş başlar. Suada esir kampına düşer. Esir kampında ise onu bir sürpriz beklemektedir: Reddettiği aşığı Vukadin'e esir düşmüştür. Suada kendini acı ve elem dolu günlerin içerisinde bulur.

Kitabımızın konusu genel olarak böyle. Kitabın tanıtım yazısında olayların gerçek bir hikayeye dayandığı yazıyor. Bunu aklınızın bir köşesinde tutarak kitabı okuduğunuzda gerçekten etkileniyorsunuz. Esir kampında yüzlerce erkeğin tecavüzüne uğrayan kadınlar, acımasızca öldürülen insanlar, savaş gerçeği yüreğinizde ince bir sızı oluşturuyor.

Kitabı genel olarak sevdim fakat özellikle Suada ve Tarık'ın aşkının yer aldığı kısımlar biraz ağdalı dil ile yazılmıştı. Aşk kitaplarına ısınamama nedenlerimden biri de gereksizce kullanılan ağdalı dil sanırım :) 
Benim için ortalama bir kitap oldu. Tavsiye eder miyim? Tarihi aşk romanı sevenlere evet :)

Keyifli okumalar 

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder