10 Kasım 2015 Salı

David Levithan - Her Gün



Herkese merhaba :)

İlginç ve yaratıcı bir konuya sahip bir kitapla sizlerleyim. Kitapçıda ayaküstü 5-6 sayfa okuyup konusu ilgimi çekince aldığım, "gençlik romanı" olarak nitelendirebileceğimiz bir kitap kendisi :) 
Tanıtım yazısı şu şekilde:


"Her gün farklı bedende. Her gün farklı hayatta. Her gün aynı kıza âşık.

Uyandım. Anında kim olduğumu anlamam gerekti. Mesele sadece bedenim de değil… gözlerimi açtığımda kolumun renginin açık mı koyu mu olduğu, saçımın uzun mu kısa mı olduğu, şişman mı zayıf mı olduğum, kız mı erkek mi olduğum, yara bere içinde mi yoksa pürüzsüz mü olduğum… Her sabah farklı bir bedende uyanıyorsanız, vücut en kolay alışılan şey. Kavraması güç olabilen ise bedenin önceden yaşamış olduğu hayat. Her gün başka biriyim. Ben, kendimim; kendim olduğumu biliyorum ama ayrıca başka biriyim de. Hep böyle olageldi.

A'nın arkadaşı yok. Ebeveyni yok. Ailesi yok. Mülkü yok. Evi bile yok. Çünkü her gün başka birinin bedeninde uyanıyor. Her sabah farklı bir yatak. Farklı bir oda. Farklı bir ev. Farklı bir hayat.

Rhiannon'la tanıştığı anda ona âşık olan A için, gece çöktüğünde her şey sona ermiştir. Çünkü hiçbir zaman bir insanın bedenine ikinci kez girememektedir. Ancak A, genç kızı aklından çıkaramayınca ve Rhiannon onun yaşama sebebi haline gelince her gün, farklı hayatlar yaşamış farklı bedenlerde ona geri dönmeye çalışacaktır. Bir de onu aşkına inandırmaya…"

A'nın bir cinsiyeti yok, kendine ait bir hayatı yok, tıpkı suyun bulunduğu kabın şeklini alması gibi o da misafir olduğu bedenin hayatını yaşıyor. Fakat bir gün Justin isimli birinin bedenindeyken Justin'in kız arkadaşı Rhiannon'a karşı koyamayacağı bir çekim duyuyor. Bunun her ne kadar yanlış olduğunu bilse de o günü Rhiannon ile beraber mükemmel bir şekilde geçiriyor. Ertesi gün yeni bir bedende uyandığındaysa aklında tek şey oluyor: Rhiannon. 
A, kendini karşı konulamaz hislerin içinde buluyor ve misafir olduğu bedenleri aşkın peşinde sürüklemeye başlıyor.

Güzel bir hayal gücü örneği olan romanımız aynı zamanda kolayca ve akıcı okunmasını sağlayan yalın bir dile de sahip. Kitapta A'nın duygu ve düşüncelerine bolca yer verilmiş. Okurken beni rahatsız edecek, "şurası olmamış" diyebileceğim hiçbir yer olmadı. Kitabın sonu hariç :) Böyle bir kitaba bu kadar basit ve hızlı bir son bana yoğun bir hayal kırıklığı yaşattı. Son sayfayı okuduktan sonra "Nasıl yani, bitti mi şimdi?" diye düşündüm. Keşke daha özenli ve güzel bir son yazılsaymış :)

Sonunu beğenmesem de genel olarak keyifle okuduğum bir roman oldu. Hafif, kolay okunan gençlik romanlarından hoşlananlara gönül rahatlığıyla tavsiye ediyorum.

Keyifli okumalar :)

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder