28 Haziran 2015 Pazar

Simon Beckett - Ölümün Kimyası



Ölümün Kimyası, geçen sene İzmir fuarından aldığım bir kitaptı. Pek sevmememe rağmen hem fiyat hem boyut açısından avantajlı olduğundan cep boyunu almıştım.  Belki de cep boy olması sebebiyle elim bir türlü bu kitaba gitmedi.  1 senedir kitaplığımdan "beni oku!" diye göz kırpan bu kitaba daha fazla kayıtsız kalamayıp okudum. Kitap bitti ve ben kendime kızgınım. Bu kadar güzel bir kitabı bu kadar süre okumadan nasıl bekletmişim? Hayıflanmalarımı kenara bırakıp kitabın arka kapağına göz atacak olursak:


" Adli tıp uzmanı David Hunter kendisini mahvoluşun eşiğine getiren bir trajedinin üstüne eski hayatını terk edeli üç yıl olmuştur. Norfolk'un ücra bir köyünde doktor olarak çalışmakta ve geçmişini arkasında bıraktığına inanmaktadır. Ama sonra Sally Palmer'ın cansız bedeninden geriye kalanlar bulunur... Ceset vahşice kesilip biçilmiştir. Polis katili bulmak için Hunter'ın uzmanlığına ihtiyaç duymakta, o ise bu işe karışmamayı umutsuzca istemektedir. Sonra bir kadın daha ortadan kaybolur ve Hunter'a sığınaklık etmiş olan o birbirine bağlı toplum kocaman bir korku ve paranoya girdabında boğulur.
Herkes herkesten şüphelenmektedir. Bir anda, saklanacak hiçbir yer kalmaz..."

Aslında tanıtım yazısını okuyunca klasik polisiye unsurları gözümüze çarpıyor: sessiz sakin bir yerleşim yeri, aniden işlenmeye başlayan cinayetler, köyde yaşanan karmaşa ve tüm bunların ortasında kalan popüler karakterimiz. Fakat Simon Beckett'in başarılı kalemi kitabı sıradan olmaktan kurtarıyor. Yazar bol bol betimleme kullanmış. Aynı zamanda baş karakter David Hunter'ın ruh hali ve karakteri de incelikle işlenmiş. David Hunter'ın antropolog olmasından dolayı cinayetlere getirilen bilimsel bakış açısının detaylı olması da kitabı farklılaştırmış. Çoğu polisiye yazarı -araştırma yapmadıkları için sanırım- cinayetlere yüzeysel değinirken Simon Beckett olayların derinine inmeyi başarmış. Bu da kitaba keyif katan unsurlardan biri olmuş. Ortaya da başarılı ve okunası bir polisiye romanı çıkmış.

Eğer bir polisiye severseniz bu kitaba mutlaka göz atın derim. Özellikle son sayfalarda artan tempoyla kitabı elinizden bırakamayacaksınız.

Keyifli okumalar.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder