9 Temmuz 2015 Perşembe

Stephen King - Diriliş



Bugün sizlere ilk defa elimde bu kadar sürünen bir Stephen King romanını tanıtacağım: "Diriliş". En sevdiğim yazarlardan biri olan Stephen King'in çıkardığı yeni kitaplarını belki eski romanlarının tadını bulurum diye alıyorum ama malesef hayal kırıklığı yaşıyorum. "Diriliş" de bana hayal kırıklığı yaşatan kitaplar kervanına katıldı. Kitabın tanıtım yazısı şu şekilde:

New England'ın ufak bir kasabasında küçük bir çocuk ile kasabanın yeni rahibi arasında gizli bir takıntıyı temel alan derin bir bağ oluşur. Ancak, ailesinin başına korkunç bir felaket gelen genç rahip Tanrı'yı lanetleyerek kasabayı terk eder.

Aradan yıllar geçer. Artık bir yetişkin olan küçük çocuk, parçası olduğu rock gruplarıyla bütün ülkeyi dolaşırken eski dostu ile tekrar karşılaşır ve bu karşılaşma şeytanın bile aklına gelmeyecek bir anlaşmayla perçinlenir...
Elli yıllık bir dönemi anlatan ve Stephen King'in şimdiye dek yazdığı en dehşet verici sonla noktalanan Diriliş, King'in neden "dünya edebiyatının merkezinde olduğunu" (Margaret Atwood, New York Times) tartışma götürmez bir şekilde kanıtlayan eşsiz bir şaheser.

Tanıtım yazısı her ne kadar ilgi çekici olsa da sayfaları çevirip romanın tek düze bir şekilde ilerlediğini fark edince ilginiz gitgide azalıyor. Stephen King romanlarının tipik ögelerine bu kitapta da rastlıyoruz: Ana karakterin ruhsal betimlemesine, iç dünyasına önem verilmesi, doğaüstü olaylara yer verilmesi gibi. Kitap bir günlük kıvamında ilerliyor. Ana karakterimiz Jamie Morton 6 yaşındayken başlıyor ve 56 yaşındayken bitiyor. Kitapta da tanıtım yazısında dendiği gibi bu elli yıllık dönemde yaşananlar anlatılıyor.

Açıkçası okurken sıkıldığım bir roman oldu ve romanlarda heyecan uyandırıcı olay örgüsünü seven biri olarak fazlaca yavan geldi. Sonunu da iddia edildiği gibi "dehşet verici" bulmadım. Benim yorumlarım bu şekilde, okuyup okumamakla ilgili tercih size ait:)

Keyifli okumalar.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder