29 Ağustos 2015 Cumartesi

Paula Hawkins - Trendeki Kız



Güzel ve sıcak bir yaz gününden hepinize merhaba:) Size bugün 1 günde okuyup bitirdiğim "Trendeki Kız" kitabından bahsedeceğim. Kitap hakkındaki yorumlara baktığımızda beğenenler olduğu kadar beğenmeyenler olduğuna da görüyoruz. Bu yüzden ben de okumaya kafamda soru işaretleriyle başladım fakat çabucak bitirdiğim bir kitap oldu. Yorumlarıma geçmeden önce konuya göz atalım:

"Rachel her gün aynı trene binip aynı çifti izliyordu. Çiftin başına gelenleri bütün ülke duyduktan sonra, hayatlarına dâhil olmaya karar verdi."

Rachel kocasını ve işini kaybetmiştir. Alkol problemi onu önce kocası Tom'dan sonrasında ise işinden ayrılmak zorunda bırakmıştır. Rachel, Tom'dan ayrıldıktan sonra arkadaşıyla yaşamaya başlar fakat bir sorun vardır: Arkadaşı Rachel'ın işsiz olduğunu bilmiyordur. Bu yüzden Rachel, çalıştığı zamanlarda olduğu gibi her sabah Londra trenine biner ve bu tren yolculukları sırasında çevreyi gözetler. En dikkatini çeken yer ise eskiden oturduğu semttir. Burda özellike bir ev dikkatini çeker. Her sabah o evin önünden geçerken ev sahipleri hakkında fikir sahibi olmaya çalışır. Rachel, onları kendi eski mutlu günleriyle özdeşleştirir. Fakat bir sabah evdeki kadının kocasından başka bir erkekle sarmaş dolaş olduğunu görür ve öfkelenir. Ertesi gün haberlerde gördüğü şey ise şaşırtıcıdır : Her gün evini gözlemlediği ve başkasıyla gördüğü kadın kayıptır. Rachel bundan sonrasında kendini olayların içinde bulur.

Öncelikle kitapta kullanılan dil oldukça akıcı. Kitap polisiye olarak tanımlansa da kitaptaki polisiye dozu oldukça düşük. Yine de merak duygusunu uyandırıp kendini okutuyor. Kitaptaki karakterlerin kişilik analizleri oldukça başarılı olmuş. Ben özellikle Rachel karakterine karşı empati kurmaktan kendimi alamadım. Eski kocası Tom'dan ise nefret ettim. Daha fazla detaya girmek istemiyorum zira ipucu vermekten korkuyorum.

Kitabın sonu biraz hızlıca bağlanmış. Yani sayfalar boyunca oluşturulan sır perdesi son 20 sayfada aralanıyor ve kitap bitiyor. Dikkatli polisiye okuyucuları kitabın yarısından sonra olayı çözecektir diye düşünüyorum:)

Okuduğum en iyi polisiye/gerilim kitabı değildi ve fakat en kötüsü de değildi. Benim için ortalama seviyede, okunabilir bir kitap oldu. Kitapta en sevdiğim şey karakterlerin oldukça gerçekçi yansıtılması oldu. Olay örgüsü biraz daha kuvvetli olsaydı çok daha beğenerek okuduğum bir roman olurdu ama bu hali de çok kötü değil. Eğer beklentiniz çok yüksek değilse tavsiye ediyorum.

Keyifli okumalar:)

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder